FON
1. Kendiniz ve firmanızın geçmişi hakkında bilgi verir misiniz?
– FON Üniversitesi bir ticaret şirketi değil de Merkez Sicil’de kayıtlı olan bir kuruluştur. Özel bir üniversite olmasına rağmen, bir kamu kuruluşu’dur. Kurucusu ve başkanı Sayın Fiyat Tsanovski’dir. 19 Mart 2003 yılında Makedonya Cumhuriyeti Akreditasyon Kurulu’ndan ilk akreditasyonunu aldı. Bu Sosyal Bilimler Fakültesi’nin akreditasyonu idi. 2005 yılında da Üniversite’ye dönüştü. Başlangıçtaki bu projemizde beş fakültemiz vardı. Bugün ise faaliyet gösteren sekiz fakültemiz mevcut, halbuki on fakültemiz akredite edilmiş durumdadır.
Faaliyet göstermekte olan sekiz fakültede yaklaşık olarak otuz eğitim programı mevcuttur. Örnek olarak Ekonomi Fakültesi’nde İşletme fakültesi olarak Pazarlama ve Finans bölümleri var.
Bunun yanısıra bu sekiz fakültenin her birinde, farklı bölümlerde olmak üzere yüksek linans bölümlerimiz de var.
Bu yıldan itibaren doktora çalışmaları bölümü de açıldı. Doktora çalışmaları yeni yürürlüğe giren kredi sistemine göre yapılacaktır. Üç yıl sürecektir. Çok sayıda profesör ve asistanın istihdam edileceği kısacası çağdaş çalışmalar yapılacaktır. Bunun yanısıra, kriterlerin yüksek tutulması ve öğrencilerin geçici not alması için profesyonel seviyenin belirlendiği en önemli konulardan biridir.
2. Firmanızın mevcut profili ile ilgili bilgi verir misiniz?
– Biz ticaret şirketi değiliz ve bunun gibi yükümlülüklerimiz yok. Biz sadece bir kuruluş niteliğini taşımaktayız. Nasıl Devlet Üniversitesi ve diğer üniversiteler birer kuruluş ise biz de o durumdayız. Yabancı öğrencilerin eğitim şartları her üniversitede aynıdır. Ilk olarak onların öğrenci oturumunu halletmeleri gerekmektedir. Biz sadece bu süreçte gerekli yardımları sunabiliriz. Biz demek ki hükümet tarafından tanınan, İçişleri, Dışişleri, Savunma ve Bilişim Toplumu Bakanlıkları ile sözleşmeler imzalamış bulunmaktayız.
Bunun yanısıra Aya Kiril ve Metodiy Devlet Üniversitesi ile de sözleşme imzaladık. Burda önemli olan FON Üniversitesi, Devlet Üniversitesi’nin yanısıra, yüksek eğitim politikasını yöneten iki dev kuruluşu oluşturmaktadır. Her iki üniversite de eğitimin yanısıra, kaliteli bilimsel araştırma projeler de öne sürerek devletin gelişmesine katkıda bulunmaktadır. Üniversite reytingleri de aslında Makedonya Cumhuriyeti’ni tanıtmaya yarayan bilimsel araştırma projeleri, bilimsel ve yayınlanmış çalışmalardan kaynaklanarak ölçülmektedir.
Bizim diplomalar dünya çapında tanınmaktadır. Bizim öğrencilerimizin, yabancı bir ülkede işe girme, tanınmış üniversitelerden birinde eğitimine devam etme, siyasetle uğraşma, Elçilikler’den birinde çalışma veya şube yöneticiliği yapma gibi durumlarda hiçbir zorlukla karşılaşmadıklarını rahatlıkla söyleyebilirim. Biz aslında böyle bir durumla hiç karşılaşmadık, bu da zaten söylediklerimizin doğru olduğunun kanaatidir. Ben de, bu Üniversite’nin Genel Menejeri olarak diplomalarımızın tanındığını ve bunun da karşılığını gördüğümüzü söyleyebilirim.
Bizim öğrencilerimiz doğaldır ki burada eğitim görmektedirler. Bizim için diplomadan çok eğitim kalitesi önemlidir. Bizim Üniversitemiz’de eğitim teorik olmanın yanısıra pratik şekilde de yapılmaktadır. Örnek olarak birini oyuna hazırlamak daha önemlidir. Futbol oynamayı bilen birine gol atmayı öğretmek gerek. Bizim amacımız da zaten bu, eğitimin sadece kağıt üzerinde değil, pratikte de yapılmasıdır. Bundan ötürü, diplomalarımızın tanınmış olup olmasından çok, eğitim sistemimiz konusunda tartışmayı yeğleriz. Bizim en güçlü silahımız diploma yerine, öğrencilerimize iletmek istediklerimizdir.
3. 2009 yılı için yaptığınız iş ile ilgili beklentileriniz bir önceki yıla göre nasıldır?
– Biz, 2003 yılından itibaren, 2009 yılı sonuna kadar her anlamda sürekli gelişmekte olan bir Üniversite’yiz. 2003 yılında bir fakültede üç bölüm ve on çalışanla başladık. Şimdi ise çalışanların sayısı yaklaşık üçyüzdür. Öğrenci sayısına geçecek olursak o dönem yaklaşık yüz öğrenci vardı, şimdi ise Üniversitemiz’de beş bin öğrenci kayıtlı. Biz Üniversitemiz için stratejik amaç olarak yukarıda da belirttiğimiz gibi rakkamdan değilde kaliteden yana çalışmaktayız. Öğrencilerimizin %53’nün başardığını söylesem, bunun kayıt yaptıran öğrencilerden yarısının başaramadığı anlamına gelmektedir. Burda gördükleri eğitimi, istihdam edildikleri şirketlerde pratik olarak sergilemeleri, bizim gerçek kalitemizi ve değerimizi sergilemelidir. Bizim Üniversite için önemli olan aslında, onların çalışma hayatında görevlerini yerine getirirken kalite göstermeleri, asıl biz bu durumda kendimizi bir numara olarak gösterebiliriz. Aynen şimdi gösterebildiğimiz gibi. Fakat düzgün çalışmaların beş, on, onbeş, yirmi yıl gibi bir geçmişi olmalı. Bizi bunu başarmaya çalışıyoruz. Bizim kuruluşumuzdan bu yana yedi yıl geçti. Yarattığımız her şeyden çok memnunuz ve kanımca Makedonya Cumhuriyeti’nde en iyi Üniversiteyi temsil etmekteyiz.
4. Makedonya’da iş yapan bir işadamı olarak yaptığınız iş ile ilgili yaşadığınız sıkıntılar nelerdir?
– Her işyeri ve her şirketin kendine ait sorunları vardır. Önemli olan karşılaşılan sorunların çözümünde arkanızda iyi bir ekibin, daha doğrusu şirketin hiyerarşik düzeninin iyi olmasıdır. Bizde iki bölüm mevcuttur : benim, Dekanlar’ın, Dekan Yardımcıları’nın, Genel Sekreterler’in ve diğerlerinin bulunduğu Rektörlük ve Genel Menejerlik bölümleri. Diğer yandan Genel Menejerlik’te de Müdürler, Müdür Yardımcıları, Bölüm Yöneticileri, farklı Sektör Başkanları, pazarlama çalışanları ve birçok farklı departman bulunmaktadır. Bu iki taraf öyle uygun dengeler içerisinde çalışmaktadır ki, Üniversite’nin daha fazla başarı göstermesine ve karşılaşılan sorunların daha kolay çözümüne yol açmaktadır. Bizde sorunlar birikmeden, anında ve olumsuzluklara yol açmasına izin verilmeden çözülür. Önemli olan Üniversite Başkanı’nın da diğer bütün bölüm ve departmanlarla iyi bir iletişimde bulunması ve Üniversitemiz’de sadece kaliteye önem verdiğidir. Bununla zaten Makedonya Cumhuriyeti ve bölgesinde Üniversitemiz’in bir numara olmasını hedeflemektedir. Kendileri, sadece maddi çıkarını bakanlar gibi olmayıp, bu hedefini var olan ekibimizle gerçekleştirmenin daha kolay olacağını düşünmektedir. Bu hedefinin uzun vadeli olmasından çok memnunum ve bunun sayesinde olumlu sonuçların kaçınılmaz olacağını düşünüyorum.
5. Yaşadığınız sıkıntıların çözümü için önerileriniz ve beklentileriniz nelerdir?
– Sorun konusunda, aslında bizim iç sorunlarımızın olmadığını söyleyebilirim. Sadece ilk başta kendimizi devlet kuruluşlarında tanıtıncaya ve ciddi bir şekilde çalıştığınızı gösterinceye kadar biraz güçlük yaşadık. Bu uğraşımıza rağmen kamuda özel üniversitelere karşı olumsuz bir bakış açısı oluştu. Maalesef özel Üniversiteler diploma satan, eğitim yapılmayan yerler olarak görülmekte. Biz bu görüşü yıkmaya başladık, fakat bunun böyle olmadığını göstermek için biraz daha zamana ihtiyaç var.
Biz kendi fikirlerimizi, farklı şirketlerle anlaşarak kaliteli öğrencilerimizin burslarını karşılamakla gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Test sonuçlarına göre öğrenci kabul eden tek Üniversiteyiz. Eğitim sisteminde artık giriş sınavı yok, öğrenciler doğrudan derse alınıyor. Bizim Makedonya’da ve Makedonya aracılığıyla yürüttüğümüz kampanyamız var. Biz en kaliteli ve özel Üniversiteler’den birinde eğitimine devam etmek isteyen, kontenjanımıza göre yaklaşık üç yüz lise öğrencisini seçip kabul ediyoruz. Bunların burslarını şirketler aracılığıyla karşılıyor, eğitimlerini kolaylaştırıyor ve en iyilerine iş temin ediyoruz. Ama bunun için üç ayrı testten geçmeleri gerekmektedir; ilki daha geniş çaplı bilgi testi, pratik ve uzmanlık testi. Bunlar yazılı testler, onların ardından da sözlü olarak mülakata alıp, geleceğin menejerleri, psikologları, hukukçuları, politikacıları, sporcular ve diğerlerin konuşma kabiliyetlerini ölçüyoruz. Bununla zannedersem, ülkede en kaliteli yüksek eğitim kurumu olarak kendimizi tanıtmayı başardık.
6. Firmanızın kısa ve orta vade planlamaları var mı ve firmanızın önümüzdeki beş yıllık dönemdeki amacı nedir?
– Kısa vadede hedeflerimiz aslında, her alanda profesyonel olarak çalışan, büyük ve örnek ülke Türkiye Cumhuriyeti ile işbirliği kurmaktır. Türkiye’den öğrenebileceğimiz çok şey var. Yüksek Öğretim Kurulu – YÖK’ün bizi tanımasını bir yıldan beriye bekliyoruz. 2010 yılı başlangıcında bunun gerçekleşeceğini umarız. Bunun ardından, Haziran ayındaki kayıt döneminde, Türkiye Cumhuriyeti’nden birçok öğrenciyi çekmeyi düşünüyoruz. Bu durumda özellikle Türkiye Cumhuriyeti öğrencileri için kampüsümüzü faaliyete geçirmeyi planlıyoruz. Bir de Türkiye’de hedef bölümlere de ağırlık vereceğiz, çünkü daha önceki dönemde yaptığımız analizlere göre Makine Mühendisliği, İnşaat, Mimarlık bölümlerine Türkiye Cumhuriyeti’nden ilgi büyük.
Uzun vadeli olarak, bu Üniversite’nin, Balkanlar’ın bu bölümünde en kaliteli Üniversiyte olmasıdır. Gerçek bir durum da mevcuttur ki, Avrupa Birliği ve NATO’da bulunmadığınızdan yabancı öğrencilerin sizin gerçek değerlerinize değil de bulunduğunuz ülkeye, siyasi açıdan bakmaktadır. Avrupa Birliği’ne girmeden de uzun vadeli hedeflerimizi gerçekleştirebileceğimiz imkansız görülüyor. Girdikten sonra ise sahip olduğumuz altyapı ile otomatikman en seçkin Üniversiteler arasında bulunacağız.
7. MATTO’nun bundan sonraki aktiviteleri için firmanızın önerileri ve beklentileri nelerdir?
-MATTO, son dönemde yapılmış olan en önemli işlerden biridir. Bence MATTO, gelecekte Makedonya Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti Üniversiteleri arasında daha sıkı bir iletişim kurmayı hedeflemelidir. FON Üniversitesi bu yıl artık Diller Fakültesi’nde Türk Dili Bölümü’nün de akreditasyonunu aldı. Burada hem lisans hem de yüksek lisans çalışmaları yapılacaktır. Türkiye Cumhuriyeti ile bu güzel ilişkilerden yararlanıp, hem Makedonya Cumhuriyeti, hem de Makedonya Cumhuriyeti’nde faaliyet gösteren Türklere faydalı bir şey yapmak gerekir. Türkiye Cumhuriyeti kapasitesi yüksek bir ülke olup, bizim ülkenin vizyonu halini almalıdır. MATTO, bilimsel kapsamlı seminerler aracılığıyla, üye şirketler ve diğerleriyle iyi işbirliği merkezi olmalıdır. Yani ilk olarak üyeler arasında iletişimi kurmak gerekir, geri kalanı ise ardından gelir.
Benim temennim MATTO’nun, aynı hedefte bulunan diğer kuruluş ve şirketlerin de desteğiyle, bilimsel seminer ve sempozyum düzenlemesidir. Şirketlerin kaliteli kadroya ihtiyacı var. Bu kadro da Üniversiteler’den gelişir. Bunlar birbirine bağlı iki noktadır. Bütün bunlarla birlikte, işverenlerin ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurmak lazım. FON Üniversitesi şirketlerin ihtiyaçlarını karşılayacak, ayrı eğitim programı hzırlayıp, özel kadro geliştirmeye hazır durumdadır. Bu bölümlere öğrenci kabul sayısı kısıtlı olur veya elli öğrenciye ihtiyaç var ise yüz öğrenci kabul edilir, sonra da onların arasından ellisi elenir. Dolayısıyla, bu iki – üç teklifle Üniversitemiz’in özel programlara açık olduğunu belirtmek isteriz.
Şirket tanıtım fotoğrafları.